parmaklıklı

parmaklıklı
решётчатый

demir parmaklıklı pencere — окно́ с желе́зной решёткой


Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Смотреть что такое "parmaklıklı" в других словарях:

  • parmaklıklı — sf. Parmaklığı olan Ayaklarımın ucunda yükselerek onun demir parmaklıklı penceresine bir göz atıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sedrek kapug — parmaklıklı kapı I, 478 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ızgara — is., Rum. 1) Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç 2) Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • korkuluk — is., ğu 1) Tarla, bağ ve bahçelerde kuşların zarar vermesini önlemek için konulan, insana benzer kukla 2) Düşme tehlikesi olan yerlere çekilen duvar veya parmaklık Eskiden köprünün güney kıyısında demir parmaklıklı bir korkuluk vardı. N. Cumalı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kubbe — is., mim., Ar. ḳubbe Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı. O. Atay Birleşik Sözler ana kubbe gök kubbe yarım kubbe …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuşkulu — sf. 1) Kuşku belirten, kuşku anlatan, şüpheli Demir parmaklıklı penceresinden içeriye kuşkulu bir göz atıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Kuşku içinde olan, şüpheli Beynimizde biriken bayağı ve kuşkulu fikirleri çam kokularına sürünmüş nazlı hava… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mazgal — is., Rum. 1) Kale duvarlarında iç yanı geniş, dış yanı dar delik 2) Yağmur sularını kanalizasyon şebekesine çekmek için kullanılan üzeri parmaklıklı demirle kapatılmış delik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öpüşmek — nsz, le 1) Birbirini öpmek Çok göreceğim geldi diye boynuna sarıldı, öpüştüler... B. Felek 2) mec. Nesnelerin parçaları birbiriyle tam olarak yan yana bulunmak, teması olmak Parmaklıklı demir kapılar birbiriyle tam öpüşmemişti. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sanduka — is., Ar. ṣandūḳa Mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta veya mermer sandık Büyük demir parmaklıklı bir türbenin içinde yeşil sandukalarına örtülmüş beyaz yazma yemenileriyle yatan iki mezar vardı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • solgunlaşma — is. Solgunlaşmak işi Tepedeki parmaklıklı delikten giren ışık, solgunlaşmaya başlamıştı. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapug — kapı I, 48, 64, 94, 150, 163, 180, 218, 239, 256, 276, 337, 375, 478, 506. 511, 520; 27, 108. 135, 203, 308 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»